İzmir ‘de 1976 yılında Balkanlardan göç etmiş, göçmen bir ailenin kızı olarak glütenlere bulanıp doğmuşum. Hem anne tarafı, hem de baba tarafı tamamıyla Balkan Kökenli olunca genlerime güvenip ve onları örnek alarak beslenmem 2014 yılına kadar sürmüştü. Yaşadığım semptomlar nedeni ile yaşam kalitem düşmeye ve yaşadığım sağlık problemlerini çözemeyince istesem de istemesem de duruma el atmam gerekiyordu.
2014 yılında yaptırdığım tahlillere göre haşimato teşhisi dendiğinde pek kafamda oturtamamıştım. Bana anlatılanların mantığını kuramamıştım, sorduğum sorular ise cevabı olmayan sorulardı. Bana, yaşantıma olduğu gibi devam edebileceğimi, herhangi bir unsura dikkat etmeme gerek olmadığı söylendi. Yediklerime, içtiklerime vb dikkat etmeme gerek olmadığı, ama ilacı ömrümün sonuna kadar aksatmadan her gün içmem gerektiği sıkı sıkıya söylenmişti.
O zamanlar yoğun bir çalışma tempom vardı. Alışkanlıklarımı yeme düzenimi değiştirmeme gerek olmaması, hiçbir şey yapmamak beni huzursuz etmesine rağmen bu durum işime de gelmişti.
Bir şey yapmamak hem kolay hem pratik hem zaman kaybı değildi. Mevcut düzenimi değiştirmek ise ayrıca bir efordu.
Bana yapmam gerekenler, beslenme düzeni, yaşam tarzı değişikliği ile ilgili bilgiler ne yazılı ne de sözlü olarak verilmemişti, çünkü yoktu. Oysa ki tedaviye destek, vücuduma yardımcı, her türlü öneri bana verilseydi, strese girmeden her söyleneni harfi harfine yerine getirirdim.
Kafam karışmış ne olup bittiğini tam olarak anlayamamıştım. Kafamda deli soruların karşılığını ve cevabını bulamamış, öylece kalakalmıştım. (Haşimoto neden olmuştu?, Ben ne yapmış veya neler yapmamıştım? Vücudum bana ne mesaj veriyordu? Vücudum neyi anlatmaya çalışıyordu? )
Benim beklentim tedavi, iyileşme, şifa yoluna giden unsurların bana söylenmesiydi, bunlar olmadığına göre demek ki ilaçla tedavi edileceğimi ve semptomlarımın biteceğini düşünmüştüm.
Vücuduma yardımcı olabilecek birçok imkan ve olanağım varken, neyi, nasıl ve ne şekilde yapacağımı bilemediğimden dolayı, pazılın parçaları elimde kalmış, nereye neyi konduracağımı da bilememiştim.
Bedenim benimle konuşmaya çalışmış, ben ise ne demek istediğini anlayamamıştım. Neler olduğunu bilmiyordum. Sorunu ortaya koymuş benim çözmemi bekliyordu.
2014 yılından 2018 yılının başına kadar bana söylenenleri yaptım. Yoğun olarak çalıştığım için tam olarak bu konunun üzerine istesem de odaklanamıyordum. Ama beslenme düzenimi her geçen gün daha ileri seviyelere çıkarıyordum. Beslenmeme dikkat etmeme rağmen, ilacı içmenin huzursuzluğu ile bunun böyle olmaması gerektiğini ve başka çözümlerinin de olduğunu hissediyordum.
Gelin görün ki işim yüzünden gerekli araştırmaları yapamıyor, varsa da çalabileceğim kapıları çalamıyordum. Beslenmem her geçen gün daha iyiye gitmesine rağmen, kilolarım sabitti. Çeşitli diyetleri denememe rağmen kiloları veremiyordum. Kiloları veremediğim gibi bazı semptomlar geçmemiş, semptomların üstüne semptom ekleniyordu. İlacı her gün aksatmadan 4 yıl boyunca içmeme rağmen, bana olan katkılarını, etkilerini bir türlü analiz edemiyordum. İlaçla negatif durumlar ortadan da kalkmıyordu.
2018 yılının başında ben bu ilacı neden ömrümün sonuna kadar içmek zorundayım? sorusunu kendime sormam ile aydınlanma yaşadım ve başladım araştırmaya.
Burası buzdağının karşıdan görüntüsüydü, daha sonraki paylaşımlarımda buzdağının altını üstüne nasıl getirdiğimi, sizlere ayrıntısı ile paylaşacağım. Buzdağının görünmeyen kısımlarını, doğru bilinen yanlışları sizlere aktaracağım.
Bedenim sorunları ortaya koymuş benim bunları çözmemi bekliyordu. Ona yardım etmem gerekiyordu. Bunları görmezden gelmek, yok saymak bana fayda sağlamayacaktı.
Çok yoğun olarak çalışıyordum. Sorunları ilaçla çözememiştim. Semptomların üstüne semptom eklenmişti. Beni bir şeyler yapmam konusunda iyice zorluyordu.
Araştırdıkça olaylar can sıkıcı yerlere gidiyordu. Şöyle ki; ilk önce tiroit organın hasarlanması, nodüller, biyopsiler, nodüllere değişik uygulamaların yapılması, nodüllerin alınması, tiroit organın alınması yönüne doğru bir akış vardı.
Durumuma müdahale edebilmek, elimden geleni yapmak daha kolay ve pratikti. Nedeni ise; bulgular çoğaldığında, daha çok karmaşıklaştığında, bunun altından kalkmam ve çözmem daha zor olacaktı, bunu anlayabilmiş, bunun bilincine varabilmiştim.
İlk yaptığım hemen iş hacmimi azaltmak oldu. Maksimum düzeyde bu konuları araştırmam gerektiğinden gerekli zamanı kendime yaratmam gerekiyordu.
Haşimato, tiroid, otoimmün hastalıklar,kronik hastalıklar, karaciğer, beslenme, bağırsak, sindirim sistemi ile ilgili kitapları almış ve bunları teker teker okumuştum.Bu kitaplardan öğrendiklerimi de yavaş yavaş hayatımda yer vermeye, deneyimlemeye başlamıştım.
Günlük rutinim; bu kitapları, makaleleri okumak, arama motorlarında arama yapmak, sosyal medya da bu konularla ilgili aramalar yapmak işim haline gelmişti.
Hayatım, asıl mesleğimi ve işimi yapmaktan daha çok, sağlık yönünde araştırmalara, uygulamalara ve deneyimlere zorunlu olarak evrilmişti.
Aldığım teşhis haşimatoydu ama araştırmalarım tiroitten başka şeyleri işaret ediyordu.
Bağırsak testlerini yaptırdığımda
Bağırsak testlerinde neler çıktı ?
Bağırsaklarıma yönelik yaptırdığım testler ; Dışkı flora ve sindirim paneli SFS, zonulin .Yaptırdığım testlerin sonucunda aşağıdakiler çıkmıştı ;
- Geçirgen bağırsak = sızdıran bağırsak = leaky gut
- SİBO
- Candida = Kandida mantarı
- Zonulin
- Kötü bakteriler fazla, iyi bakteriler az
Araştırmalara başlamadan önce sadece haşimato teşhisi almış, yıllardır sorgulamadan ilacımı içmiştim. Sorgulamaya devam etmesem, hala ilaç içmeye devam ederdim. Testlerden tombaladan çıkar gibi Haşimato’ya ilave olarak, bir de bunlar çıkmıştı. Normalde çok çabuk ağlayan ben, bunları duyunca ağlayamamış, o anda bunları nasıl çözebilirime odaklanmıştım. Bunlarla eş zamanlı ve bunları takiben aşağıdakiler de baş göstermişti.
- Roza = Rozasea = Gül Hastalığı
- Histamin
- Alerjiler
- Gıda hassasiyetleri
- Egzama ve cilt problemleri
- Uykusuzluk
- Ağız içi şişlikler vb.
- Ayak altında ve boğazımda ateş vb
Şunları hissetmiştim; ben tek bir teşhisi çözmeye çalışırken , test sonuçları durumu ciddiye almamı, acilen çözmem gerektiğini bana hatırlattı . Kimsenin benim yaşadıklarımı anlayabilmesi kolay değildi.Çevremde benim motivasyonumu düşüren , en ufak bir çözüm yolu öneremeyen, sürekli paraların boşuna gidiyor, basit bir ilaç işte iç kurtul diyenlere , durumunu kabul et artık uğraşma, aman canım sendecilere vb. birçok söyleme tam anlamıyla kulaklarımı tıkamıştım. Şu anki iyileştiğim durumumu bu söylemlere kulaklarımı tıkadığım için ulaştım.
Bu konulara çok yoğunlaşıyordum bütün yol ve yöntemleri deniyordum, kürleri, uygulamaları tecrübe ediyordum. Bir yandan da yoğun olarak sağlık, beslenme üzerine yurtiçinden ve yurtdışından bireysel danışmanlıklar ve eğitimler alıyordum.
Yıllar içinde edindiğim ve iyi gelen ugulamaları ve damıttığım bilgileri sizlerle paylaşıyorum.
Tiroid ve haşimato başa olmak üzere, otoimmün , kronik rahatsızlıklar, karaciğer ve bağırsak detoksları konusunda yüz yüze veya online bire bir bireysel danışmanlık, atölyeler, workshoplar , online eğitimler vermekteyim. Instagramda paylaşımlarımı @fonksiyonelhayat isimli sayfamda yapmaktayım.